Amazon UK, EU ve Amerika PPC Yönetimi

Müşteri hesabını devraldığımızda karşılaştığımız sorunlar:

1. Auto Kampanyaların Yetersizliği
   • Hesapta yalnızca otomatik reklam kampanyaları bulunuyordu. Bir dönem başarılı sonuçlar almış olsa da sürdürülebilirlik sağlanamamıştı.
2. Performansın Düşüşü
   • Eski kampanyalar uzun süre verimli çalışmış, ancak yenilenmeyen stratejiler nedeniyle performans neredeyse sıfıra inmişti.
3. Düşük Satışlar ve Zararda Olan Bir Firma
   • Genel satışlar düşüktü ve firma zarar ediyordu.

Zarardan Kâra: Kısıtlı Bütçeyle Bir Amazon Hesabını Nasıl Ayağa Kaldırdık?

Hiç reklam bütçenizin bir kara delik gibi paranızı yuttuğunu, satışların ise bir türlü beklediğiniz seviyeye gelmediğini hissettiniz mi? İşte bu, bize geldiğinde tam olarak bu durumda olan bir müşterimizin hikayesi. Zarar eden bir hesabı, zorlu rekabete ve kısıtlı imkanlara rağmen kâra geçirme yolculuğumuzu sizinle paylaşmak istedik.

Her Şey Bir Analizle Başladı: Oyun Planımız Neydi?

Dağınık kampanyalar ve boşa giden bir bütçe vardı. Biz de kolları sıvadık ve işe en temelden, yani anahtar kelimelerden başladık.

• Geçmişi Deşifre Ettik: Önce eski kampanya verilerini bir dedektif gibi inceleyerek neyin işe yaramadığını, hangi kelimelerin sadece para yaktığını tespit ettik.

• Hazine Avına Çıktık: Gerçek müşterilerin kullandığı arama terimlerini (search terms) ve yapay zeka araçlarını kullanarak, satış getirme potansiyeli en yüksek, isabet oranı güçlü anahtar kelimeleri belirledik.

• ”Nokta Atışı” Kampanyalar Kurduk: Düşük bütçeyle maksimum satış getirecek, cerrah hassasiyetinde yeni kampanyalar hazırladık. Amacımız her kuruşun hakkını vermekti.

• Durmaksızın Optimize Ettik: Kurduğumuz kampanyaları kendi haline bırakmadık. Anahtar kelimeleri tam 3-4 kez farklı optimizasyon döngülerinden geçirerek en verimli hale getirdik.

İlk Sonuçlar ve Acı Gerçekler (3 Ay Sonra)

Çalışmalarımızla birlikte hesaba sürdürülebilir bir trafik akışı sağlamayı başardık. Evet, dönemsel bir sıçrama ile satışlar arttı ve hesaplar kâra geçti. Ancak bizim için asıl başarı, bu trafiği doğru anahtar kelimelerle kalıcı hale getirmekti ve bunu başardık.

Peki her şey mükemmel miydi? Hayır, ve bu konuda şeffaf olmak istiyoruz:

• Tıklama Oranları (CTR): %0.2 – %0.4 gibi mütevazı seviyelerdeydi.

• Bütçe Zorlukları: Sayfanın en üstündeki reklam pozisyonlarını zorladığımızda, kısıtlı bütçemiz bir anda eriyordu.

Bu durum bize bir kez daha şunu gösterdi:

Asıl Mesele: Reklamlar Tek Başına Bir Mucize Yaratmaz

Dünyanın en iyi anahtar kelimelerini bulsanız, en harika kampanyaları kursanız bile, eğer ürün listeniz (görseller, açıklamalar, marka içeriği) zayıfsa, bir noktada duvara toslarsınız. Müşterinin dikkatini çekersiniz ama onu satın almaya ikna edemezsiniz.

Bu süreçte biz sadece bir ”reklam ajansı” gibi davranmadık. Müşterimize yol gösterdik:

• Marka içeriklerini (A+ Content) geliştirmesi gerektiğini anlattık.

• Ürün görsellerinin ve SEO uyumlu metinlerin önemini vurguladık.

• Reklamların, güçlü bir marka kimliği ile desteklenmesi için tavsiyelerde bulunduk.

Bu Hikayeden Çıkarılacak Dersler

Bu, kısıtlı bütçeyle zarar eden bir firmanın kâra geçme hikayesidir. Bu yolculuk bize ve müşterimize çok şey öğretti:

✅ Satışlar arttı ve sürdürülebilir bir trafik sağlandı. ✅ Reklam bütçesi artık boşa gitmiyor, verimli kullanılıyordu. ✅ En önemlisi, firmanın kârlılığı sağlandı.

Ancak en büyük ders şuydu: Amazon PPC yönetimi, markalaşma ve ürün listesi optimizasyonu ile bir bütündür. Biri eksik olduğunda, potansiyelinizin de bir kısmı eksik kalır.

Eğer siz de benzer zorluklar yaşıyor ve reklam bütçenizin karşılığını almak istiyorsanız, unutmayın; bu bir sprint değil, sürekli iyileştirme gerektiren bir maraton. Gelin, bu maratonda size yol arkadaşlığı yapalım.